18 Mart Çanakkale Zaferi’nin 104. yıl dönümünü büyük bir gurur ve minnetle idrak ediyoruz. Bu zafer Anadolu’nun ebediyen bir Türk yurdu olarak kalacağını dünyanın sömürgeci devletlerine haykıran bir destan olarak şanlı tarihimizde yerini almıştır. Türk milletinin zor zamanlarda ne gibi fedakârlıklar yapabileceğini, nasıl bir imanla vatanına ve geleceğine sahip çıkabileceğini görmek isteyenler, tarihte Çanakkale’ye, Sakarya’ya, Kocatepe’ye, 15 Temmuz’a ve daha nicelerine bakabilirler.
Çanakkale; öz yurdunu korumak için şahlanan yaralı bir ulusun, sayı ve maddi açılardan üstünlüğü tartışılmaz olan düşmanlarını yenerek, onları felce uğrattığı bir savaştır. Bu durumuyla dünya harp tarihlerine geçmiş ve Türk tarihine de altın harflerle yazılıp Türk’ün kahramanlık ve şeref abidesi olmuştur.
Bu zaferler, büyük Türk Ulusuna Atatürk gibi dahi bir lider hediye etmiştir. Mustafa Kemal’in Anafartalarda parlayan yıldızını 18 MART’ın şafağı aydınlatmış, bu zafer, Türk’e, öz benliğini ulusal kimliğini bulma yolunu göstermiş, Türk bağımsızlık savaşının temelleri ÇANAKKALE’nin sularında ve Conk Bayırı’nda atılmıştır.
Bu gün vesilesiyle başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere vatanının bir karış toprağını teslim etmektense kanını ve canını feda eden aziz şehitlerimizi ve gazilerimizi bir kez daha rahmetle ve minnetle yâd ediyorum.